Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
Meslek lisesi memleket meselesi
Meslek lisesi memleket meselesi
Bu sloganı kim bulduysa gerçekten kutlamak gerekiyor. Gerçekten memleketimizin en önemli eğitim meselesini meslek liseleri oluşturuyor. Meslek lisesi sorunu, daha doğrusu mesleki eğitim konusu çözümlenmiş olsa, hem üniversite önündeki yüz binlerce öğrencinin bekleyişi olmayacak, hem de üniversite diploması alıp da işsizler kervanına katılan o kadar genç insanımız olmayacak.
Her ciddi memleket sorununa ciddi yaklaşımlar ve çözüm önerileri getiren, çözüm önerileri getirmekle de kalmayıp sorunun çözülmesi için maddi manevi katkıda bulunan
Meslek lisesi memleket meselesi
Koç topluluğuna ben bu bakımdan çok teşekkür ediyorum kendi adıma.
8 yıllık zorunlu ilköğretime geçiş, ülkemiz için önemli bir dönemeçti. Ama maalesef bu dönemeç iyi kullanılmadı. Zorunlu eğitimin mesleki eğitimle ne ilgisi var diyenler olabilir. Çok ilgisi var. 8 yıllık zorunlu eğitimin ilk 5 yılı temel eğitim, son 3 yılı da rehberlik eğitimi ağırlıklı yönlendirme eğitiminden oluşuyor.
8 yıllık zorunlu eğitim yasaya göre tam uygulansa, ÖSS´lerde yaşanan katsayı sorunu da olmayacak. Çünkü 3 yıllık rehberlik eğitimi ağırlıklı dönemde, hangi öğrencilerin hangi mesleklere yönlendirileceği, hangi öğrencilerin normal liselere gidip üniversite eğitimi almak için hazırlanacağı felsefesi vardı.
Ama buna uyulmadı. Sanki temel eğitim zorunlu olarak 8 yıla çıkarılmamış gibi davranıldı ve hala da aynı çizgi devam ediyor. Klasik eğitim devam ettirildi kısaca. Ve şimdi her öğrenci hangi tür liseden mezun olursa olsun, "Ben de üniversiteye gideceğim" diye yarışa katılıyor.
Ama kimse de, 3 kere, 5 kere ÖSS´ye girip de başarılı olamayan gençlere "sen bu sevdadan vazgeç" demiyor. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, 8 yıllık zorunlu eğitimin kendisine verdiği yönlendirme ağırlıklı eğitim fırsatını kullanmıyor, kullanamıyor. Bu iş, "Mesleki eğitimdeki okullaşma oranını şu seviyeye getireceğiz", "mesleki eğitime devam eden öğrenci sayısını AB normlarına yaklaştıracağız" gibi kuru ve boş sloganlarla çözülmez. Siyasal iktidarların bir parçası olan Milli Eğitim Bakanlığı´na belki zor gelebilir ama, bu işin çözümü "yönlendirme eğitimi"nden geçiyor. Başka çaresi yok.
Bekir Türkmenoğlu